1789 yılında meydana gelen Fransız ihtilalinden sonra yayılan milliyetçilik akımı, Osmanlı Devleti bünyesindeki müslüman ve gayrimüslim toplulukları da etkilemiştir. Bu topluluklar, yabancı devletlerden aldıkları askeri ve siyasi destekle Osmanlıdan zaman içerisinde ayrılmışlardır. Osmanlı’daki Müslüman halklardan Kürtler ise ilk ayaklanmaları olan 1806 tarihli Babanzade Abdurrahman Paşa İsyanından bu güne kadar bağımsız bir devlet kuramamışlardır. Günümüzde Türkiye, Iran, Irak ve Suriye’den oluşan dört ayrı devletin topraklarında yaşayan, siyasi-demografık olarak parçalanmış olan Kürtler, Milli Mücadele ve Cumhuriyetin ilk yıllarında, dış etkiler ve bazı ayrılıkçı Kürt ileri gelenlerinin liderliğinde ayaklanmalar başlatmışlardır.
Erken Cumhuriyet döneminde, İngiltere’nin istihbari, askeri ve siyasi desteği ile önce Nasturi, ardından da Şeyh Said İsyanı çıkmıştır. Esasen her iki isyanın ana sebebi, uzunca bir süre çözümlenemeyen Musul Sorunudur. Hem Şeyh Said hem de Nasturi İsyanı devletin kontrolünün daha zayıf olduğu kırsal alanlarda başlayıp, dönemin vilayet merkezlerine ulaşmıştır. Devlet her iki isyana da askeri müdahalede bulunmakta güçlük çekmiş; isyanlar bastırılmış olsa da Musul Sorunu Türkiye’nin istediği şekilde çözümlenememiştir. Musul Vilayetinden binlerce kilometre uzaktaki bir adada yaşayan İngilizler, çıkarttıkları Nasturi ve Şeyh Said isyanları sayesinde Misak-ı Milli sınırları içerisinde yeralan bölgeyi genç Türkiye Cumhuriyetinin elinden almıştır.
Okuyucuların bundan bir asır önce yaşananların, bugün aynı coğrafyada aynı dış güçler tarafından benzer şekilde tekrar sahnelenmeye çalışıldığının ayırdına varmaları umuduyla...