Bu eser; Anadolu'nun ücra birköşesinde bulunan, gözlerden ırak, huzur ve sükûnet adası olmasına rağmenimkânsızlıklardan ötürü sürekli göç veren, dağlar ve ormanlar içinde kurulmuş,binlerce yıllık geçmişe sahip, küçük ama şirin bir ilçesi olan Nurhak’ın birkısmı hâlâ yaşayan bir kısmı ise kaybolmaya yüz tutmuş maddi ve manevideğerlerinin bir nebze de olsa kayıt altına alınması, unutulmasınınengellenmesi için ortaya konmuş bir çabadır. Nurhak Dağları’ndan toplanmışsümbül kokulu bir demet, çoban azığı misali sarılmış bir çıkın, bir yolcununheybesine doldurulmuş bir höbek harmandır. Araştırmacı; gücü yettiğince, dilidöndüğünce, gözü gördüğünce, eli erdiğince heybeyi doldurmaya çalıştı. Heybeyiaçmak, çıkını çeşmek, sümbülü koklamak okuyucunun takdiri.