Osmanlı Devleti’nde içe dönük göç olgusu XVIII. yüzyılın son çeyreğinden itibaren baş göstermiş olsa da, asıl yoğunluk Kırım Harbi’nin (1856) ardındandır. Hafızalarda 93 Harbi olarak da maruf olan 1877-78 Osmanlı Rus Harbi ise göçler konusunda meydana gelen en önemli kırılmadır. Balkan Savaşlarının (1912-1913)da meydana gelen göçlerde önemli bir etkisi söz konusudur. Bahsi geçen savaşlardan sonra baskı ve zulümlere maruz kalan ve etnik kıyıma tabi tutulan birçok farklı muhacir grubu, kitleler halinde Anadolu’ya göç etmek durumunda kalmıştır. Yaşananlar karşısında Anadolu’nun diğer birçok vilayeti gibi Ankara sancağı da önemli bir iskân sahası olmuştur. Bu kapsamda Ankara’ya Rumeli, Kırım ve Kafkasya’dan göç etmek durumunda kalan önemli sayıda Tatar, Nogay, Çerkes, Boşnak, Rumeli muhaciri Türk ve Karaçay-Malkar iskân edilmiştir. Ankara’ya sevk edilen muhacirler kent merkezinin yanında yoğunluklu olarak günümüz idari taksimatına göre Haymana, Polatlı, Gölbaşı, Balâ, Sincan, Çubuk, Kızılcahamam, Şereflikoçhisar, Kahramankazan, Ayaş, Elmadağ ve Akyurt ilçeleri dâhilinde yerleştirilmiştir.
Ankara’ya muhacir iskânını ele alacak olan bu çalışma giriş ve üç bölümden oluşmaktadır. Çalışmanın giriş kısmında göçlere neden olan gelişmelere kısaca değinildikten sonra Ankara’ya muhacir iskânının sebepleri, sancak dâhilinde yerleşime müsait arazilerin tespit çalışmaları, muhacirlerin geldikleri mahaller ve Ankara’ya iskân edilen muhacir sayısı ele alınmıştır. Ayrıca Ankara dâhilinde iskân edilen muhacir gruplarına ait yerleşim alanları (köy, mahalle vb.) arşiv kayıtları ve saha araştırmalarına dayalı olarak müstakil başlıklar hâlinde incelenmiştir. Çalışmada yer verilen bir diğer husus ise muhacirlere yapılan yardımlar, iskânın malî boyutu, muhacir iskânında ortaya çıkan sorunlar ile iskânın demografik, siyasi, askerî, zirai, sosyo-kültürel ve mimarî alandaki yansımaları hakkındadır.