Tasavvuf, İslam düşünce tarihinde hem bir içsel arayışın hem de manevi bir olgunlaşmanın disiplini olarak kendine özgü bir yer edinmiştir. İnsanın kendi varlığını aşarak ilahi hakikate yönelişinin çeşitli yollarını ve yöntemlerini sunan bu zengin geleneğin, ahlaki olgunlaşma sürecindeki rolü, tarih boyunca birçok düşünür ve âlim tarafından tartışılmıştır.
Bu çalışma, tasavvufun erken dönemlerindeki sülûk anlayışını ve bu anlayışın İmam Gazali sonrası dönemdeki sistemli yaklaşımlara etkilerini incelemeyi amaçlamaktadır. Abdülkerim el-Kuşeyrî ve Ebû Abdurrahman es-Sülemî gibi önemli mutasavvıfların eserleri üzerinden yürütülen bu araştırma, sülûk kavramının köklerini ve gelişimini, erken İslam tasavvuf düşüncesinin temel taşlarından biri olarak ele almakta ve günümüzdeki seyr ü sülûk uygulamalarına ışık tutmayı hedeflemektedir.