“Bugün biz; ne Hâşimî - Emevî, ne de Osmanlı - Safevî hanedanları arasındaki siyasi ve şahsi çekişmelerden hiçbir şey bekleyemeyiz. Yüzyıllar öncesine dayanan, İslâm’a ve Müslümanlara büyük zarar verdiği herkesçe bilinen ve kabul edilen bu gibi meselelerin, artık tarihin derinliklerine havale edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bize düşen, barış ve hoşgörü ortamında, karşılıklı olarak, tarihî süreç içerisinde oluşturulmuş fikir, düşünce, farklı görüş ve yorumları, yapıcı bir anlayış ve bakış açısıyla değerlendirebilmektir. Eserimizin, her türlü ayrılık-gayrılığa son vermesi yolunda bir konak olmasını diliyoruz.”