Alice, ablasıyla birlikte çıktığı kır gezisinde, hayatını tamamen değiştirecek bir maceraya adım atar. Göl kenarında otururken dikkatini çeken, iki ayağı üzerinde yürüyen ve elinde bir saat taşıyan garip bir tavşan, onu Harikalar Diyarı olarak bilinen tuhaf ve büyülü bir dünyaya sürükler. Bu diyara girdiği an itibarıyla Alice, hayal gücünün sınırlarını zorlayan, mantığın geçerli olmadığı, her köşesi sürprizlerle dolu bir yolculuğa başlar.
“Harikalar Ülkesi”nde Alice, sürekli değişen boyutlar ve şekiller arasında kaybolur. Bazen küçücük olur, bazen de devasa boyutlara ulaşır. Karşılaştığı tuhaf karakterler arasında konuşan hayvanlar, mantıksız bulmacalar ve her an karşısına çıkabilecek tuhaf olaylar vardır. Bu dünyanın en dikkat çeken figürü ise acımasızlığıyla bilinen ve herkese korku salan Kupa Kraliçesi’dir. Kraliçe, Alice’in hayatını tehlikeye atan, ani ve acımasız kararlarıyla bilinir. Ancak, bu tehlikeli ve karışık dünyada Alice yalnız değildir. Tavşan ve diğer hayvanlar ona yol gösterir ve zorlukların üstesinden gelmesine yardımcı olurlar. Alice, bu büyülü ve bir o kadar da tuhaf dünyada hayatta kalmak için sadece zekasına ve cesaretine güvenmek zorundadır.
Alice'in “Harikalar Ülkesi”ndeki bu eşsiz yolculuğu, okuyucuyu hayal gücünün derinliklerine çekecek, merak ve heyecan dolu bir serüvene davet ediyor. Gerçek ile hayalin iç içe geçtiği bu masal, her yaştan okurun kalbinde unutulmaz bir iz bırakacak.