İlköğrenimine Sofulardaki mahalle okulunda başlayan Ahmet Rasim, kalfadan yediği dayak üzerine hastalanır ve okuldan ayrılır. Gideceği yeni okul ise dayak ve falakayla ünlenmiş bir okuldur. Rasim, okulun kapısından girer girmez falakada dayak yiyen birini görür ve okulu bırakıp eve kaçar. Çocukluğunda yaşadığı tüm bu olaylar Ahmet Rasim’in okula karşı büyük bir korku beslemesine neden olmuştur. "Falaka" adlı kitabında eğitim ve öğretimde uygulanan dayak yöntemini eleştirmiştir. Yazarın güldürücü bir anlatımla kaleme aldığı bu hatıraları okuyunca o günlerde ne kadar büyük hatalar yapıldığına şahit olacaksınız. Geçmişteki yanlışlardan ders çıkarıp aydınlık geleceğe umutla bakmamamızı sağlayabilecek bu eser, eskinin acı tatlı anılarını okurlarla buluşturuyor. Aradan geçen uzun sürenin neticesinde oluşan dil problemini aşmak adına, metni genç kuşakların da rahatlıkla anlayabilmesi için dil içi çeviri metoduyla sadeleştirerek sunuyoruz.