Mâtürîdî’nin kurduğu sistemin kilit kavramının akıl olduğu, daha ilk baştan kendisini hissettirmektedir. Müellif sistemini akıl üzerine kurduğundan pek çok kavramı akılla ilişkilendirmiş ve olayları akıl açısından değerlendirmeye tabi tutmuştur. Tabii ki bundan kastımız Mâtürîdî’nin akıldan başka bir bilgi kaynağını kabul etmediği değildir. Mâtürîdî, duyu ve haber bilgisine de büyük önem vermektedir. Ancak Mâtürîdî, onlardan gelen verinin kontrol görevini akla yüklemesi yönüyle Sünnî Kelâm içerisinde ayrı bir konum ve değere sahiptir. Özellikle yaşadığı dönemde akla aşırı güvenmekle itham edilen Mu’tezi ekolü ile aklı dinde devre dışı bırakıp nakli esas alan Ashâb-ı hadis arasında bir denge unsuru olması, onun akılcılığını etraflıca incelemeyi cazip hale getirmektedir.