“Bir iş için girdiğim odadan beş iş ile çıkıyorum. Kâğıt havlu almaya gitmiştim güya. Yerdeki balonlara takıldım; Ayperi’nin dün babasıyla aldığı balonlar. Üçüz üçüz bağlanmış; kaç tane saymadım. Onları kaldırdım, köşede dolabın dibinde duran masa sandalyesinin üstüne. Kâğıt havlu dolabının kapağını açtım; diğer havluları düzelttim. Havlupanın üstüne dünden ardılmış iç çamaşırlarını aldım koltuğumun altına, kirli sepetine getirdim. Kâğıt havlu rulosunu koridordaki oyuncak mutfak setinin -Tabii ki Ayperi’nin!- üstünde bırakmışım diğer işlerle uğraşırken, döndüm onu aldım ve geldim mutfağa. Zihnimdeki cümleleri kaçırmamak için bilgisayarı mutfak masasının üstüne koydum ve yine söylendim kendi kendime: Mutfakta felsefe, felsefe. Mutfağın, hayatın, yemenin içmenin, muhafaza etmenin, saklama kaplarına, temiz plastik torbalara doldurmanın felsefesini düşündüm.”