Demokrasinin en basit ve gerçekçi tanımı şu şekildedir.’’Yöneticilerin,dürüst ve serbest seçimler yoluyla, yönetilenler tarafından seçildiği rejim’’. Şüphesizki bu günün modern demokratik toplumlarında seçimin yeri ve önemi tartışılmaz bir gerçektir.Seçimler halkın siyasi yaşama katılmasında baş rolü oynayan önemli bir temsil aracıdır.
12 mart 1971 Muhtırasının gölgesinde yapılan 1973 seçimleri müdehale sonrası ilk seçimler olması dolayısı ile Türkiyenin geleceği ve demokratik düzenin işlerliğinin sağlanabilmesi açısından büyük bir sınav niteliği taşımaktadır. Anca 1973 seçimlerine giden süreç; parlementer sisteme işlerlik kazandırmayı hedefleyen bir demokratikleşme mücadelesi olmakla birlikte, demokratik haklarında en az ölçüde sınırlandırılmış olduğu gözden kaçırılmaması gereken bir husustur.
Mıhtıra ile başlayan olağan üstü dönem bu seçimlerle son bulmuştur. Sekiz siyasi partinin katıldığı seçimlerde,partilerin görüşlerindeki kutuplaşmalar ve çatışmalar belirgin bir şekilde sokağa yansımıştır. Seçimler tabandaki oyların parçalanması yüzünden hiçbir partinin tek başına iktidara gelememesi ile neticelenmiştir. Koalisyon Hükümetleri 1973’ ten, 12 Eylül Müdahalesine kadar adeta bir zorunluluk haline gelmiş bu durum ülke gündeminden hiç düşmeyecek koalisyon pazarlıklarını ve Hükümet krizlerini de beraberinde getirmiştir.
Bu çalışmada 12 Mart Müdehalesinin ortaya çıkardığı siyasi ortamın 1973 seçimlerine ve Türk siyasi hayatına olan etkileri incelenmiştir. Döneme ait veriler toplanmış, analiz edilmiş ve bir tarihçi perspektifiyle değerlendirilmeye çalışılmıştır.
1973 Seçimleri 12 Mart sonrasında yaşanan ara rejimi geçici de olsa sona erdirmiş olması bakımından önemlidir. Yönetimin sivilleştirilmesi ve ordunun 12 Eylül’ e kadar siyaset dışı kalması 1973 seçimlerini Türkiye’nin demokratikleşme sürecinde ön plana çıkaran bir kırılma noktasıdır.