Eğer bir ülke yumuşak güç potansiyelinden ve sert güç potansiyelinden hiçbirisini gerektiğinde kinetik hale getiremiyorsa ve üstüne üstelik de kamu diplomasisi faaliyetleri ile bu unsurların etkisini sinerji yaratacak şekilde birleştiremiyorsa o ülke kendisini hem görme engelli hem de işitme engelli olmaya mahkum etmiş demektir. Bir ülke yalnızca yumuşak güç unsurlarını aktif hale getirerek kamu diplomasisi faaliyetlerini etkinleştirmişse, işitebilen ancak hala görme engelli olan bir ülke konumunda kalacaktır. Bir ülke ancak yumuşak ve sert güç unsurlarını, diğer milli güç unsurlarının da desteği ve iyi bir planlamayla uyumlu hale getirebilmiş ve etkin bir kamu diplomasisi uygulamasıyla akıllı güç haline dönüştürebilmişse, ozaman diğer kamuoylarını hem görebilen, hem işitebilen, anlaya bilen hem de onlara dokuna bilen bir güç olmaya aday olabilecektir.