19. yüzyılın başından itibaren Fransa merkezli olarak Avrupa'nın birçok yerinde jandarma teşkilatları kurulmuştur. Osmanlı Jandarması da, bu tarihselliğin bir ürünü olarak yaklaşık iki yüz yıl öncesinde ortaya çıktığında, devletin modern ihtiyaçlarıyla doğru orantılı olarak yeniden düzenlenmesinin bir parçası oldu. Tanzimat Fermanı ile anlam bulan yeni düzenin fermana yansıyan ilk maddelerinde iç güvenliğe vurgu yapılmıştır. Yapılan bu vurgu, aynı zamanda modern kolluğun kuruluşuna referans olan bir nitelik taşımaktadır.
Kurumların kamusal işlevi sosyal, beşeri ve siyasal bilimlerin araştırma alanlarına açıktır. Jandarma üzerine de kurumsal çalışmalar yapılmıştır fakat bizim temel argümanımız, dünden bugüne varlığını sürdüren ve gelecekte de varlığından vazgeçilmesi güç olan bir kurum olarak devam edecek olan Jandarma Teşkilatı'nın devraldığı mirasın ve değişim süreçlerinin öncelik olarak tarih disiplini tarafından oluşturulacak bir zemine ihtiyaç duyması üzerinedir. Bu zeminde diğer disiplinlerin katkısıyla yapılacak araştırmalar Jandarma'yı esasında her kurumun ihtiyacı olan entelektüel bir atmosferle buluşturacaktır. Bu da Jandarma Teşkilatı'nı zamanın ruhuyla uyumlu, süreklilik ve değişme konusunda dinamik, mesleki pratikleri, tecrübî bilgiyi bilimsel bilgiye dönüştürüp kurum içi ve kurum dışında işlevsel hale getirebilecek zihinsel formasyonla donatmış olacaktır.
Kuruluşundan bugüne kadar geçen sürede görev alanının hem coğrafi hem de çeşitlilik olarak çokluğu Jandarma’ya zengin bir miras bırakmıştır. Bu zengin mirasla ilgili sosyal, siyasal ve beşeri bilimler alanlarında kayda değer çalışmaların olmadığı, bibliyografik veriden anlaşılmaktadır. Hazırladığımız bu kitabın bir boşluğu dolduracağı ve bundan sonra yapılacak çalışmalara referans olacağını umuyoruz.