Şair,”Ey kudretli Tanrı, hani, söyle, ne zamana kadar biz başka padişahın emrine boyun eğeceğiz,onun dilinde konuşup onun başka dilinde konuşup onun başka dilli kabinesine secde edeceğiz?! Bizde öz yurdumuzu özümüz abad kılıp biri on, onu yüz, yüzü bin kılsak, komşu kabineler gibi erkin ve bolluk içinde yaşasak!”dermiş şiirinde . Bunu işiten Büyük Padişah, küçük padişahı çağırıp,”Sustur, şu zavallı şairi!”diye buyruk vermiş.
Cellat, “Ya pirim!” deyip de Şair’in başını tam Aybalta ile kesecekken Şair’in başı mı, yoksa bedeni mi, yuvarlanıp sütbeyaz yeleli muhteşem bir tulpara dönüşmüş, kanatlanmış, uçmuş, gitmiş.