'DELİ RÜZGÂR'OSMAN YÜKSEL SERDENGEÇTİ 12/11/2012 HABERAÇISI TANITIM YAZISI

12.11.2012


DELİ RÜZGÂR

Yazının başlığı, romantik bir hikâyeyi çağrıştırmaktadır.

Evet bir hikâye bu, ama dağ gibi bir insanın hikâyesi...

Kahramanlar silsilesinden deli dolu bir dava adamını, Toros sıradağları gibi heybetli bir akıncı beyini anlatan kitabın adı, Deli Rüzgâr.

Prof.Dr. Cemal Kurnaz’ın kaleme aldığı bu eser, geçtiğimiz günlerde Kurgan Edebiyat’tan çıktı.

Kitapta anlatılan kahraman, Arif Nihat Asya’nın “Sen de geçebilirsin yardan, anadan, serden” mısraında ifadesini bulan idealist Cumhuriyet nesillerinin öncülerinden, Osman Yüksel Serdengeçti.

Serdengeçti; hep elinde idealizmin keskin kılıcı, yüreğinde millet ve Allah sevgisi, mukaddesat düşmanlarına karşı hücum hâlindedir. Kimi zaman yalnız, kimi zaman da kim olduğunu bilmediğimiz birkaç arkadaşıyladır.

Rahmetli Nihal Atsız’ın başını çektiği Türkçülük akımının ve 1944 olaylarının içinde yer almış ve bu yüzden yüksek tahsilini sürdürdüğü Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nden atılmıştır.

O yıllarda DTCF, Behice Boranların, Pertev Naili Boratavların komünizm sempatizanı ve militan gençler yetiştirdiği bir ihanet yuvası hâlindedir.

Gözünü bile kırpmadan ihanete başkaldırır Serdengeçti.

Davası uğruna mahkeme koridorlarının, hapishane duvarlarının soğuk yüzünü, dünyevî zevklerin kucağına tercih eder. Zaman ve şartlar, verdiği mücadelede onu önemli mevkilere taşır. Gün gelir milletvekili olur; ancak siyaseten ikbalin yalancı ve baştan çıkarıcı iklimine itibar etmeden sürdürür kavgasını.

Bu arada hatırlatalım. Kitabın konusu olan merhum Osman Yüksel Serdengeçti’nin asıl adı Osman Zeki Yüksel’dir.

Bir bakıma onun karakterinin tek kelimeyle tarifidir Serdengeçti adı...

Milliyetçi,mukaddesatçı mücadelenin sembolü olan meşhur mecmuasının adını Serdengeçti koyması bundandır.

Doğup büyüdüğü Antalya’ya bağlı Akseki ilçesi, Torosların eteklerinde yer almaktadır.Toroslar gibi yalçın ve muazzam, Toroslar gibi devasa bir mücadeleyi bir ömre sığdıran dava adamıdır Osman Yüksel Serdengeçti…

Siyasetve edebiyat dünyasında onu en çok tanıtan hususlardan biri de nüktedanlığı ve hazır cevaplığıdır.

Onun hâlâ dilden dile dolaşan sayısız nüktesi arasında, yakalandığı Parkinson hastalığının belirtisi olan titremeleriyle dalga geçişi pek meşhurdur. Bir gün,“Ne yapıyorsun Osman Bey?” diye soran Merhum MHP Lideri Alparslan Türkeş’e ‘Ey Türk, titre ve kendine dön!’ emrini yerine getirmek için titriyorum.’ cevabını verdiği söylenir.

OsmanYüksel Serdengeçti, Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete irtihaliyle aynı gün, yine bir 10 Kasım günü Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur. Ölüm tarihi bile kaderin garip bir cilvesidir.

Tarihimizin kahramanlar silsilesine adını altın harflerle yazdıran Osman Yüksel Serdengeçti merhumu minnetle anıyor, aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyoruz. Ruhu şad olsun.

“DeliRüzgâr”ın yazarı Prof. Dr. Cemal Kurnaz, Osman Yüksel Serdengeçti’yi en iyi tanıyanlardan biridir. Serdengeçti’nin hemşerisi ve yakınıdır. Cemal Kurnaz da tıpkı Serdengeçti gibi içinde akıncı ruhu taşıyan, Torosların eteğinde yetişmiş bir Anadolu çocuğudur. Osman Yüksel Serdengeçti Ankara’da ününün zirvesindeyken, o öğretmen okulu talebesidir.

Cemal Kurnaz, Serdengeçti’ye öğretmen okulunda solcu hocaların tasallutundan ve öğrencilere yönelik zararlı propaganda faaliyetlerinden yakınan bir mektup yazmıştır. Vaziyet, tıpkı bir zamanlar DTCF’de olduğu gibidir.

Yıl 1970’tir. AP iktidardadır ama, muktedir değildir.

Serdengeçti de eski bir milletvekilidir.

İşte bu mektup, ikisi arasında “Deli Rüzgâr”adlı eserin yayımlanışına kadar giden bir manevî yakınlık sürecinin vesilesi olmuştur. Serdengeçti ve Kurnaz arasındaki bağ, mektuplaşma ile kalmaz, ağabey ile kardeş muhtelif vesilelerle yüz yüze de görüşürler.

Verdiği takdire şayan mücadele ve fikirleriyle kendisini etkileyen bu dava adamının hatıralarını kayda alıp kitaplaştırma arzusu Cemal Kurnaz’da daha 1977’de uyanmıştır. Ancak Serdengeçti’nin isteksizliği bunun hayata geçmesine engel olur.

Cemal Kurnaz, Osman Yüksel Serdengeçti’nin vefatından sonra hakkında yazılar yayımlar, bazı anma toplantılarında Serdengeçti’yi anlatır.

Cemal Kurnaz hocamızın Serdengeçti hakkındaki en ayrıntılı ve kayda değer çalışması ise “Deli rüzgâr”dır.

Serdengeçti hakkında bugüne kadar yazılan ve çizilenlerden daha kapsamlı ve kendi tabiriyle “daha çok belge ve kaynağa dayalı bir envanter çalışması”dır bu kitap.

Prof. Dr. Cemal Kurnaz, Osman Yüksel’in deli dolu karakterini, hırçınlığını ve mücadeleci ruhunu anlatan bir tabiri kitaba isim olarak seçmiştir. Eserde bu konuda şöyle demektedir:

“Bana göre ona en yakışan isim ‘Deli Rüzgâr’dır. Aşağıdaki dörtlük tam da bunu anlatır:

Ben dağların oğluyum,

Tarihim, Niğbolu’yum,

Fetih, zafer doluyum,

Deli rüzgâr içimde…”

“Serdengeçti, yaratılış olarak büyük kahramanlar silsilesindendir. Kabına sığmaz. İçinde bitip tükenmez bir enerji kaynar. Kanı alev alev yanar. Bağrı ise lâvlar kusan bir volkan, bir yanardağ. Ona yönelen toplar susar. Dik başı gökleri deler. Sınırsız hülyalara sahiptir. Ferhatlar bile ondan geridir.”

Camal Kurnaz hocamız aşağıdaki satırlarında, Serdengeçti’yi ve onun zuhuruna yol açan amilleri sade ve ustaca bir üslupla ortaya koymaktadır:

“O, cihan imparatorluğunun yıkıldığı bir dönemde dünyaya geldi. Türk ve İslam dünyası olarak batı karşısında hezimete uğradığımız bir dönem. ‘Maydanoz tarlası’ kadar küçük Anadolu yaylasına sığınmak zorunda kalmıştık. Süngümüz düşük, kolumuz kanadımız kırıktı. “Edirne’den Ardahan’a kadar…” şarkıları ile avunmaya çalışıyorduk. Akıncı türküleri söylemek rüyalarda bile yasaktı. Hırçınlığı biraz da bundandı. O, fetihler çağında gelmeliydi! Eski çağlarda gelse ordular sevk edebilir, serhat boylarında at koşturabilir, ülkeler fethedebilirdi.

Huzur ve sükûn dönemlerinde gelse kendini fethe yöneltmiş bir derviş olabilirdi. Dağlar ile taşlar ile, kurtlar ile kuşlar ile yelin esişine, suyun akışına uyup ruhunun derinliklerinde kulaç atabilirdi.

Zaman müsait olsa iyi bir mizah yazarı, hikâyeci, romancı veya şair olabilirdi. Düşünmek için durmak lazımdı. Oysa o genç yaşta kendini mukaddes bir mücadelenin ateş hattında buldu. Gençliğini bu yolda sebil etti. Ahmet Kabaklı’nın dediği gibi hiciv yapmaktan, hırsız kovalamaktan eser vermeye pek az fırsat buldu. Âhir ömründe ise amansız hastalık yakasını bırakmadı.

Şartlar onu serdengeçti yaptı. ‘Müslümanlar bu kadar ezilmeseydi, bu kadar zulüm görmeseydi, belki de ben hiç mücadele hayatına atılmazdım’ demesi bunun ifadesi. Bir savunmasında yapılan zulümleri, haksızlıkları anlattıktan sonra hâkime şunu söyler: ‘Şimdi anlıyorsunuz değil mi ben neden Serdengeçti oldum.’ “

“Deli Rüzgâr”ın okur üzerinde bıraktığı tesire gelince…

Kitap,okuyucuyu önce ismiyle kendine çekiyor. Okumaya başladıktan sonraysa Toroslardan serhat boylarına uzanan inişli çıkışlı bir serüvenin sihirli anaforuna kapılıyorsunuz.

Deli Rüzgâr; Osman yüksel Serdengeçti’nin siyaset, kültür ve edebiyat alanında eserken bıraktığı derin izleri edebî arkeolojinin gösterişsiz ama muntazam çekiç darbeleriyle ortaya çıkarıyor. Yılmak, yorulmak nedir bilmeyen, azim ve kararlılık abidesi, idealist gençlere numune-i imtisal olan bir şahsiyetin büyük kavgasını gözler önüne seriyor.

Bayrakları gönderde rüzgâr bekleyen yeni nesillere aşk, gayret ve şevk ilka edecek, ufkunu ve keşfini açacak nitelikte dinamik bir eser Deli Rüzgâr.

Aynı zamanda geçmişin sisli hatıralarını netleştirerek uzun yılların küllendirdiği hafızaları tazeleyecek olgunlukta.

Başlayınca okuyucunun kesinlikle elinden bırakamayacağı bir başucu kitabı…

Şiddetle tavsiye ederiz.

HABER AÇISI

© 2024   Berikan Yayınevi   -  Tüm hakları saklıdır.   |   GMK Bulvarı No:80/1 Maltepe Ankara TÜRKİYE  -  Tel: +903122326218  -  Faks: +903122321499  -  berikan@berikanyayinevi.com.tr
Berikan Yayınevi sitesinde kullanılan kitap, dergi, bülten, dijital eser, fotoğraf, haber gibi içeriği, sitenin görünüm ve teknik değerlerini önceden haber vermeksizin değiştirme hakkını saklı tutar.
Verisayar Bilişim Teknolojileri