Kadınların toplumlarınhayatındaki yerini belirlemede yaşadıkları dönemin tarihsel rolü büyük önem arzetmektedir. Türk Tarihi'nin her döneminde kadın, ailenin temelini oluşturan enönemli unsur olmuştur. Aile içerisindeki birliktelik sağlam olursa toplum,toplum sağlam olursa da devlet o kadar uzun süre ayakta kalacaktır. Öyle ki, tarihte güçlü bir aile yapısınasahip olamayan devletlerin uzun ömürlü olmadığı görülmektedir. Aile dışındaTürk kadını her dönemde siyasî, idarî, askerî, ekonomik ve kültürel alanlardada aktif olmuştur. İslam öncesi dönemde Türk kadını her zaman erkeğingerçekleştirdiği tüm faaliyetlere katılan bir yardımcı aktör olmuştur.
Çağdaşı devletlerde (Çin,İran vb.) kadın, erkeğin otoritesi altında evinde oturan bir varlık iken, İslamöncesi Türk Devletleri'ndeki sözlü ve yazılı kaynaklardan anlaşıldığına göreTürk kadınının hayatın her alanında güçlü olduğu anlaşılmaktadır. İslam öncesidönemle karşılaştırıldığında İslamlaşma sonrasında da kadının yine iyi durumdaolduğu görülmektedir. İslamiyet'in kabul gördüğü coğrafyalarda şahsiyet kazanankadınlar ilk Müslüman Türk devletleri ve Selçuklular dönemlerinde de toplumsalhayattaki yerlerini almışlardır. Osmanlılar döneminde ise kadınının kimliğiTanzimat Dönemi ile birlikte toplumsal hayata taşınmış ve tartışma konusu olmuştur.Cumhuriyet dönemine gelindiğinde ise, Türk kadının daha da güçlendiğini vehukuksal haklara sahip olduğunu görmekteyiz.