Halkların aralarında kültür farklılıklarıdoğal olarak hep vardı ve var olacaktır. Toplumlar kültürleri ile yaşamakisterler, bu normal ve saygın bir haldir. Tatminsizler tahrik de edilmiştir veedilecektir. Bize göre çözümün gerçekçi olabilmesi için birlikte yaşayanhalkları, halk kültürleri ile tanışarak tanımak ve tanıtmak gerekir. YunusEmre, “Gelin tanış olalım, ağuyu bal kılalım” derken, bu çözüme işaret etmişoluyordu. Farklılıkları yok sayarak örtülemek ve ötekileştirmek emperyalizmefaaliyetleri için istismar vasatı oluşturur. Bize göre çözüm, yerel kültürelfarklılıklar da kültürel aynılıklar gibi ortak kültürün yapı elemanlarıdırlar.Kültürel farklılıklar da aynılıklar kadar millîdir. Farklılıklara, ortak millîkültürün yapı taşları olduklarından hareketle sahip çıkabilmek sosyal bünyeyegüç katar. Bu anlamda sahiplenmeyi, bir bastırma, sindirme, sus payı olarakalgılamayıp, millî servetin asli sahipleri olarak paylaşabilme bağlamındaalgılamak gerekir kanaatindeyiz. Mevlâna’nın belirttikleri gibi, “Aynı dilikonuşanlar değil, aynı şeyi hissedenler anlaşabilir.” Halk kültüründekifarklılıkları yok saymak, emperyalizme istismar edebileceği hassas vasatortamları yaratır. Birlikte yaşanılan halkların halk kültürleri millî servetisahiplenmek adına kimlik edinmelerini sağlamak, halkların emperyalizmkarşısında millî devletin safında yer almasına imkân verir. Birlikte yaşayanhalkların potansiyel güçlerini tehdit oluşturmaktan çıkarıp onları topyekûnmillî gücün asli unsurları haline getirebilmek, ilkel bir zihniyet ürünü olaninkârcı asimilasyon yöntemleri ile değil, çağdaş, karşılıklı etkileşime açık,entegrasyon yöntemi ile sağlanabilir.