Kadına yönelik aile içi şiddet; son yıllarda kadın hareketlerinin artmasının yanında, bilim insanları, araştırmacılar, kadın hakları savunucuları ve aktivistlerin meseleyi sürekli gündeme getirmesiyle birlikte araştırmacılar tarafından öncelik verilen önemli bir mesele haline gelmiştir. Son döneme kadar kadınların artan siyasi, sosyal, ekonomik haklarının hızlıca iyileşmesine rağmen, kadınlara yönelik şiddet dünya çapında önemli bir sosyal mesele ve halk sağlığı sorunu olmaya devam etmektedir.
Şiddete maruz kalan kadınların yardım arama davranışları Türkiye'de oldukça düşüktür. Türkiye'de son yıllarda sosyal, eğitim ve halk sağlığı alanlarında bazı önemli iyileştirmeler gerçekleştirilmesine rağmen, kadına yönelik şiddet birçok ailede önemli bir sosyal ve sağlık sorunu olmaya devam etmektedir. Türkiye'de kadına yönelik şiddet üzerine birtakım araştırmalar olmasına rağmen kadınların yardım arama davranışlarını inceleyen kapsamlı araştırmalar yapılmamıştır.
Kadınların yaşamları boyunca karşılaştığı en yaygın olarak bilinen şiddet türü fiziksel şiddettir. Kadına yönelik şiddet, ani yaralanmaların yanı sıra kronik fiziksel ve zihinsel sağlık sorunları da dâhil olmak üzere mağdurların beden ve ruh sağlıkları üzerinde uzun ve kısa dönemli olumsuz etkilere sahiptir. Diğer bir deyişle şiddet mağduru kadınlar fiziksel olarak zarar görmenin yanı sıra psikolojik olarak da zarar görürler. Şiddete maruz kalan kadın fiziksel olarak yaralanabilir, sakat kalabilir, hatta bazı şiddetli vakalarda mağdurun yaşamını kaybetmesiyle bile sonuçlanabilir. Ayrıca şiddet neticesinde psikolojik olarak zayıflayan kadın travma yaşayarak depresyona yakalanabilir.