Eski ve köklü medeniyetlere sahip olan Türk ve Çin milletinin bağımsızlıklarını kurma mücadeleleri döneminde göstermiş oldukları kahramanlıkları mitolojilerine de yansıttıkları görülmektedir. O döneme ait mitolojik anlatılarda milletlerin gösterdiği hayatta kalma mücadeleleri, devletlerini kutlu ve uzun ömürlü kılma çabaları en çok kahramanlık konusunu ön plana çıkarmalarını zorunlu kılmıştır. Bu noktada o kahramanların yiğit, cesaretli, alp, güçlü ve bilge olmaları gerekmektedir. Genel geçer bir kural olarak erkeklerin bu özelliklere sahip olmaları bilinse de mitolojik anlatılarda kadınların da aynı nitelikte olduğu görülmektedir. Mitolojinin akla ilk getirdiği gerçeklik "destan"dır. Mitoloji ve destan aslında birbirlerini tamamlayan iki ögedir. O sebeple mitolojik inançlar, insanların yaşantılarına yansımış ve sözlü halk edebiyatının bir örneği olan destanlar da mitlerden esinlenerek ortaya çıkmışlardır. Geleneğin, kültür kodlamalarının doğru aktarımında oldukça önemli bir yeri olan destanlar bu anlamda kadınların o dönemdeki mücadelesi açısından da yol gösterici görevi görmektedir. Bu gerçeklikten hareketle bu çalışmanın amacı, Türk'ün destan anlatımı geleneğinden ve mitolojik bulgularından yola çıkarak Çin mitolojisinde ortaya çıkan kadın imgesini, kadın kimliğini eserlere nasıl yansıttıklarını, ana kahraman olarak ya da erkeğe yardımcı olarak hangi rollerde, hangi kimliklerde var olduklarını değerlendirmek, kısmen karşılaştırmak ve irdelemektir.