On dört milyar yıl önce ilk paradokstur evrenin oluşumu…
Sonra ikincisi, insanın oluşumu…
Üçüncü tezat: İnsan, var oluştaki çelişki tekniğini, düşüncesinin nesnesi yapar… Üç aşamalı döngü başlar.
*
Evrende tabiat, insanda fıtrat… Bu ikisine doğa yahut natura diyebiliriz. Hakikati sahneleyen merkezler ama insanın en çok olumsuz yansıtmalar kullandığı yerler…
*
Vahşi insan, ne zaman ki, beşerî ve uygar oldu, Hakka ve halka inandı. Kardeşliği anladı, barbarlıktan kurtuldu. Güç, itibar, haz… İnsanı esir alınca, eskiye döndü. Şimdilerde sosyal ve beşerî insan, yeniden barbar olma yolunda… Teoriler, düşünce sistemleri, inançlar böylece kuruldu, kuruluyor...
*
Varoluş ve insan niçin vardı?
Bunu hangi öz-bilinç duygusuyla anlayabiliriz?
Anlaşılmaz yansıtmalar, karmaşık algılar, varoluşun gereği midir?
Bir algı ve huzur atmosferi olan Naturada varlık, saklı bir âşikârlık iken insanlar, tabiata, niçin uzak kaldı?
*
Sorulara cevap ararken, insanın varoluşu ve geleceği hakkında teklif ve yorumlar gündeme getirmek için siz hangi yansıtmaları kullanıyorsunuz?