Mahdum Kulu 18. yüzyılda klasik eğitim görmüş Türkmen asıllı bir şairdi. Döneminin edebî dili, klasik dili Çağatay Türkçesi idi. Bana göre şiirlerini Çağatay Türkçesiyle yazdı. Ancak o bir halk şairiydi aynı zamanda. Bütün halk şairleri gibi kendi konuşma dilinden pek çok unsuru da şiirlerine yansıttı. Dolayısıyla şiirlerde Çağatay özelliklerinin yanı sıra Türkmen ağzının özellikleri de görünüyor. Nitekim son zamanlarda yayımlanan Doğu Türkistan’a ait 19. yüzyıl yazmalarında da Uygur ağzı özellikleri görünmektedir.
Bağımsız Türk cumhuriyetlerinin ortaya çıkmasıyla bizden uzakta tutulan şairlerimize de kavuştuk. Türkiye Türkleri olarak Mahdum Kulu’nu da tanıdık. Aslında onun şiirleri bize hiç yabancı değildi. Ahmet Yesevi ve Yunus edası hemen seziliyordu. Bazı şiirlerinde Yesevi gibi, Yunus gibi bir “zikir ritmi” vardı. Ama Mahdum Kulu tasavvufa inhisar ettirilemezdi. Onun şiirlerinde bazen Karacaoğlan lirizmini de buluyorduk. Şiirlerdeki kavramlar, duygulanışlar, benzetişler, mecazlar siyasi sınır tanımıyordu; Türk gönülleri bazen toprağın altından kök sürerek bazen göklerde bulut olarak birbirine kavuşuyordu. Mahdum Kulu’nun bazı şiirleri sanki Köroğlu koçaklamalarıydı; o kadar yiğitçe, o kadar bizdendi.
Prof. Dr. Ahmet B. ERCİLASUN