Konuşma ve yazmanın hesabının sorulduğu dönemler sözün düştüğü, kirlendiği dönemlerdir.
Herkesin iktidara eklemlendiği ve pay alma yarışına girdiği bir dönemde çizgisini değiştirmeden
Söz söylemek, onurlu bir tutum ve duruşun ifadesidir, beden yıpransa bile ruhu diri tutan bu duruş,
Sadece bir siyasi anlayışı ve uygulamalarını eleştirmek değildir. Aynı zamanda tarihe dipnotu düşmektir.
İktidarın uygulamalarına uygun düşen sözlerin her tarafı kuşattığı ortadadır.
Söz bize düşünce dini ve siyasi değerler aracılığıyla üretilen politik algının ıslık ve sopaya nasıl dönüştüğü birer birer açığa çıkmaktadır. ‘ıslık ve sopa’ eşliğinde üretilen zihni ve fiziki denetleme projesine hayır demenin yegane yolu, sözün bize düşme imkanını sağlamaktan ve söze hakkını vermekten geçer.