Destanlar, milletlerin kahramanlık hikâyelerinin toplamıdır. Öyleyse destanları zengin olan toplumların tarihleride o ölçüde muhteşemdir. Bu açıdan baktığımızda Türklerin tarihi pek çok destanî hikâyelerle doludur ve bunların da büyük bir kısmı gerçekleri yansıtır.Zaten destanların en önemli hususiyeti, içerisinde milleti yakından ilgilendiren yaşanmış olaylara yer verilmesidir.
Türk milletinin tarih sahnesine çıktığı günden beri başından acı, tatlı birçok hadise geçmiştir. Ve dünyanın en eski halklarından biri olan Türkler ortaya koydukları destanlar bakımından sonderece şanslıdır. Elbette mazide cereyan edenher olayı destan sınıfına sokmak mümkün değildir. Bunun için bazı özel şartların olması gerekir. Bunlar yerine gelmişse, destan olarak değerlendirilir ve tarihi hadiseler yazılırken bunlardan yararlanılır.
Biz bu çalışmamızda İslamî dönem öncesinde ortaya çıkmış olan Türk destanlarına bir giriş yapmaya gayret ettik. Kitabımızda, belki de sonraki destanlarımızın yazılmasına da aracı olan ana destanları ele aldık.Dolayısıyla bütün Türk milletinin tamamını ilgilendirmeyen halk hikâyeleri ayrı bir çalışma olduğundan, onları burada değerlendirmeyi uygun görmedik.