Türk tiyatrosunun hem oyun yazarı hem de teorisyeni olan Namık Kemal’in, muhteva ve karakter olarak en değerli piyeslerinden biri Âkif Bey’dir. Akif Bey, Namık Kemal’in Magosa’ya sürgüne giderken yazmaya karar verdiği ve orada kaleme aldığı beş perdeden oluşan bir tiyatro eseridir. Namık Kemâl bu eseri, Daniş Bey yahut Fâhişe-i Tâibe adı ile bahsettiği bir maceradan kurgulamıştır. Bu eserde aruzun yanında hece vezni ile yazılmış şiirlerin varlığı da göze çarpmaktadır.
Âkif Bey’de, deniz savaşları ve kahramanlıkları anlatılmaktadır. Eserin konusunu, Kırım Harbi sırasında vatanî görev için çok sevdiği karısından ayrılan bahriyelinin vatanperverliği ile karısının sadakatsizliği oluşturmaktadır. Yer yer hatipçe konuşmaların bulunduğu bu eserde iki zıt karakterin davranışları ele alınmıştır. Tiyatro tekniğine uygun olan bu eser, vatanperver duygular ile başlar, bir aile faciası ile de son bulur.
İhtiras ve kıskançlık çatışmalarının da bulunduğu bu eserde vatan fikrinin hâkim unsur olduğunu görmekteyiz. Savaşlar ve esaret yüzünden köyüne dönemeyen çoğu askerin, eşleri veya sevdikleri başkaları ile evlendirilmiştir. Bu tema başka ülkelerde de edebiyata konu olmuştur. Mesela, Balzac’ın “Colonel Chabert” adlı romanında da bu bireysel ve sosyal dram işlenmiştir.
Ahmet Hamdi Tanpınar’a göre Akif Bey, Türk edebiyatının denizle olan ilk temasını vermesi bakımından önemlidir. Namık Kemal olgun bir tiyatro anlayışı ile yazar. Buna rağmen yine de eserlerdeki kahramanların karakterlerinde çelişkiler mevcuttur.
Kurgan Edebiyat Yayınları Türk Klasikleri Dizisi’nde yer alan bu değerli tiyatro eseri, bugünkü Türk okuyucularının anlayabilmesi ve değerinin daha çok fark edilebilmesi için üsluba dokunulmadan bazı kelime ve ibarelerde sadeleştirilmeye gidilmiştir.