Kıbrıs adası eski dünyanın en önemli kavşaklarından birinde bulunmasından dolayı jeostratejik değeri her zaman büyük güçlerin ilgisini çekmiştir. Zaman zaman değerli ticari malların üretildiği bir ada ya da doğu-batı ticaretinin en önemli limanlarından biri olmayı başarsa da bunlardan çok daha öte bir stratejik kıymetle ele alındığından, bölgeye ve hatta dünyaya hakim güçler Kıbrıs adasının kaderi ile ilgili sürekli müdahil olmuşlardır.
500 yıla yakındır bu adada yaşayan biz Türkler de adanın kaderinde kimi zaman müdahil kimi zaman ise müdahale edilen olduk. Adadaki 500 yıllık Türk varlığının adanın kültürüne, demografisine ve var olan durumuna etkisini düşündüğümüzde, Kıbrıs Türk varlığının adanın egemen eşit ortağı olduğunu reddetmek hem akıldışı hem de gerçekleri yok saymaktır.
Uzlaşmaz ve tarihi gerçeklerle uyumlu olmayan bir çözüm modeli ile Kıbrıs adasında yaşayabilir, tüm bölgeye huzur, barış ve iş birliği getirmesi mümkün değildir. Yıllarca ambargolar altında tutularak Kıbrıs Türkü’ne yapılan bu haksızlığa rağmen gösterdiği direniş ve yüksek inanç, haklılığımızın da en büyük göstergelerindendir. Bu uğurda canını vermiş tüm şehitlerimizi, bu haklı davaya inanmış tüm gazilerimizi ve bu davayı dünyaya duyurmak için büyük emeği geçmiş, başta Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş olmak üzere herkesi de bir kez daha saygı ve minnetle anmak isterim.
Bu tarihi gerçeklerden yola çıkarak ortaya koyduğumuz siyasetimizin temelindeki gerçeklerin dünyaya anlatılması ve bu siyasal ve tarihi gerçeklerin ortaya konulması ülkemiz aydın ve akademisyenleri için önemli bir görevdir. Bu açıdan sayın Osman Barış Yorgancı’nın yazdığı makalelerden oluşturduğu bu kitabın okuyucusuna kıymetli katkılarının olacağını düşünürken, yazarını da kıymetli çalışması sebebiyle tebrik ederim.
Ersin Tatar
KKTC Cumhurbaşkanı