Ömer Seyfettin dizisinin ikinci kitabı olan Yüksek Ökçeler’de, on yedi hikâye bulunmaktadır.
Kitapta yer alan hikâyelerin konularına göre sınıflandırılmasını şöyle belirleyebiliriz.
Kitaba adını veren Yüksek Ökçeler’de, günlük hayattan alınmış, realist, gözleme dayanan mizahi bir anlatım vardır.
20. yüzyılın başındaki Türk ailelerinin sosyal yapısını Horoz ve Dünyanın Nizamı’nda tasvir eder.
Bir Vasiyetname’de; 40 yaşlarında zengin, yakışıklı bir adam zevkli ve renkli yaşayışından sıkılır ve intihara karar verir. Ardından yeğenine bıraktığı vasiyetnamede paranın nasıl harcanacağını anlatır.
Kadın erkek ilişkileri, aşk meseleleri, yanlış evlilik sorunları, yanlış Batılılışma, sosyal bir sorun olan kadının şımarıklığı ve sosyal bunalımları Türkçe Reçete, Kıskançlık, Birdenbire ve Baharın Tesiri’nde yorumlanır.
İroniyi ön plana alan, yanlış inanışlar, cehalet, bönlük ve taassuptan dolayı gülünçleşen, komikleşen toplumsal hayatın aksayan yönlerini Nezle ve Perili Köşk hikâyelerinde hicveder.
Yemin, Zeytin Ekmek, Havyar, Tos, Çirkinliğin Esrarı ve Antiseptik gibi hikâyelerde; Birinci Dünya Savaşı sonlarındaki insan tiplerindeki değişimler, savaşın toplumda yarattığı olumsuz etkiler, modern yaşama biçimi ile alışılmış hayat arasındaki çatışmalar asıl sorun olarak ele alınmıştır. Ayrıca Havyar’da, savaş yıllarındaki fiyatların artışını ve ahlakı bozuk insanları hicveder. Antiseptik hikâyesinde ise, magazin niteliği öne çıkar.
Sınır bölgelerindeki gözlemlerine dayanarak yazdığı aşırı realizme kaçan Nakarat hikâyesinde Türklük şuuru vurgulanır.